Genel

Japon şef, Türk zeytinyağını uzak doğu mutfağına taşıyor

Japon şef Hiromi Nakamura, Balıkesir'de Türk zeytinyağlarını harmanlayarak “ChefBlend” markasıyla Uzak Doğu’ya tanıtıyor.

Abone Ol

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Japon şef ve zeytinyağı tadım uzmanı Hiromi Nakamura, Türk zeytinyağlarını bir araya getirerek Uzak Doğu mutfaklarında kullanılabilecek özel bir harman oluşturdu.

“ChefBlend” adını taşıyan bu proje, Türkiye ile Japonya arasında kültürel bir gastronomi köprüsü kurmayı hedefliyor.

2017 yılında NovaVera markasını kurarak zeytinyağı üretiminde dünya çapında ödüller kazanan girişimci Bahar Alan, Hiromi Nakamura ile işbirliği yaparak Türk zeytinyağının global bilinirliğini artırmayı amaçlıyor.

Alan’ın davetiyle Türkiye’ye gelen Nakamura, Trilye, Ayvalık ve Memecik türlerini harmanlayarak Uzak Doğu damak tadına uygun yeni bir zeytinyağı geliştirdi.

“Japon mutfağı artık zeytinyağını keşfediyor”

Hiromi Nakamura, Japonya’da geleneksel olarak susam ve soya yağı kullanıldığını ancak son yıllarda zeytinyağına ilginin arttığını belirtti.

Zeytinyağının Akdeniz diyetindeki öneminin Japonya’da da fark edilmeye başlandığını söyleyen Nakamura, “ChefBlend projesiyle Japon mutfağının sadeliğiyle Türk zeytinyağlarının derin aromasını buluşturduk. Trilye’nin meyvemsiliği, Ayvalık’ın dengesi ve Memecik’in baharatlı yapısı eşsiz bir uyum sağladı.” ifadelerini kullandı.

Nakamura, Japon tüketicilerin özellikle yüksek polifenollü zeytinyağlarını tercih ettiğini vurguladı.

“Ramen, sashimi ve tempura gibi yemeklerde artık zeytinyağı da kullanılmaya başlandı. Bu da Türk zeytinyağlarının Japon mutfağına yeni bir tat kattığını gösteriyor.” dedi.

Türk zeytinyağına hak ettiği değer verilmeli

NovaVera markasının kurucusu Bahar Alan, Türk zeytinyağının kalite açısından İtalya ve İspanya ile yarışabileceğini ancak tanıtım eksikliği nedeniyle yeterince tanınmadığını belirtti.

“Japonya’daki mutfak okullarında beş yıldır Türk zeytinyağı kullanılıyor. ChefBlend projesiyle bu ilgiyi artırmayı hedefliyoruz.” diyen Alan, Türk zeytin çeşitlerinin şişelerde ayrı ayrı tanıtıldığını ve bu farkındalığın üretim değerini yükselttiğini söyledi.

Alan ayrıca Türkiye’de ticari olarak kullanılmayan birçok zeytin türü olduğunu, bunların ekonomiye kazandırılmasıyla ülke markasının güçleneceğini ifade etti.

“Zeytin ağacı bir ekosistemdir”

Bahar Alan, zeytin ağacının doğayla uyumlu bir ekosistemin parçası olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Zeytini sadece bir tarım ürünü olarak değil, çevresindeki canlılarla birlikte korumak gerekiyor. Kuşlara, toprağa ve böceklere zarar verirsek, zeytin ağacı da kendi kendine yenilenemez. Bu nedenle üretimde doğa dostu yöntemleri önceliklendiriyoruz.”