Yaşam

İman amel ve ahlakta istikamet

İman, amel ve ahlakta istikamet; Allah'a inanmak, dosdoğru yaşamak, helal ve harama riayet etmekle hayatımızı düzenler.

Abone Ol
Ey Allah’ın Rasulü! İslam hakkında bana öyle bir söz söyle ki onu senden sonra kimseye sormayayım.” diyen arkadaşına Hz. Peygamber (s.a.s.) “Allah’a inandım de ve dosdoğru ol!” buyurmuştur.(Müslim, İman, 62.)

İmanımız da istikamet, ibadetimiz de istikamet, ahlakımız da istikamet, muamelelerimiz de istikamet, Hayatımızın her anında ve alanında istikamet üzerine olmamız gerektiğini hatırlatır bize Peygamberimizin bu hadis şerifi İstikamet, imanı, ibadeti, ahlakı, sosyal ve ticari ilişkileri hâsılı hayatın her anını ve alanını kuşatan bir kavramdır.

İstikamet, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son peygamber olduğuna, meleklere, peygamberlere, kitaplara, ahirete, kaza ve kadere gönülden inanmaktır.

İstikamet, imanla verdiğimiz söze sadık kalmaktır. Hayatımızı Cenâb-ı Hakkın emir ve yasaklarına göre tanzim etmektir. Sevgili Peygamberimizi gönülden sevmek, onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere olmaktır.

İstikamet, imanın bize yüklediği sorumlulukların farkına varmaktır. İstikamet, İbadetleri aksatmamak, anne ve babalık, eş ve evlatlık, komşu ve akrabalık görevlerini yerine getirmektir. İstikamet, Allah’ın koyduğu helal ve haram ölçülerine titizlikle uymaktır. Edep ve iffeti, onur ve haysiyeti muhafaza etmektir. İstikamet, daima helal dairesinde yaşamaktır. İçki ve kumara bulaşmamak, faiz, kul ve kamu hakkı yememektir.

İstikamet, imanla verdiğimiz söze sadık kalmaktır. Hayatımızı Cenâb-ı Hakkın emir ve yasaklarına göre tanzim etmektir. Sevgili Peygamberimizi gönülden sevmek, onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere olmaktır. İmanın bize yüklediği sorumlulukların farkına varmaktır. Yalan ve hileye, aldatma ve haksızlığa asla tevessül etmemektir

İstikamet, Rabbimizin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hûd suresi 112) emrine uygun bir ömür geçirmektir..

Hâsılı istikamet, hesabı verilebilir bir hayat yaşamaktır. Ne bir kimseye zarar vermek, ne de kimseden zarar görmektir. Elinden ve dilinden emin olunan bir Müslüman olmaktır.

İstikamet üzeri yürüyenleri Allah ödüllendirmeyi vaad ediyor.

Allah buyurur: “Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennet ehlidirler Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.” (Ahkaf Suresi 13)

İstikamet müslümanın pusulasıdır. İstikametini yitiren yolu bulamaz.

Ne yapacaksak:

-Allah için niyet edelim

-Allah için gayret edelim

-Allah için yapalım

-Allah için sabredelim

-Allaha havale edelim

-Allahtan isteyelim

-İstikametten ayrılmayalım.

HAFTANIN FETVASI

Zulüm nedir?

Sözlükte; bir şeyi kendine mahsus yerinden başka bir yere koymak, noksan yapmak, sınırı aşmak, doğru yoldan sapmak, meyletmek, hakkını eksiltmek, hakkını vermemek, men etmek ve yapılmaması gereken bir davranışta bulunmak gibi anlamlarına gelir. Kur’an’da bu kavram insanlar arasındaki olumsuz ilişkiyi ifade etmekle birlikte çoğunlukla Allah’a karşı görevlerde inkâr ve isyan olan söz, fiil ve davranışları ifade etmektedir. Kur’an’da zulüm kavramı 58 sûrede 266 âyet-i kerimede 289 defa geçmiş ve şirk (En’âm, 6/82), küfür (Bakara, 2/254), nifak (Nisâ, 4/64), günah (Bakara, 2/231), insanlara yapılan haksız muamele (Nisâ, 4/10), noksan yapmak (Kehf, 18/33), azap, işkence (Nuh, 16/41), insan öldürmek (Bakara, 2/35), hırsızlık (Mâide, 5/39), zarar vermek (ġûra, 42/40-42), haksızlık etmek (Âl-i İmrân, 3/182), nefse zarar vermek (Bakara, 2/57), insanlara eziyet etmek (Şûra, 42/41) vb. ilâhî iradeye ters düşen her türlü inanç, söz, fiil ve davranışlar anlamında kullanılmıştır.

Zulüm kavramı Kur’an’da tamamen olumsuz anlam ifade etmektedir. En büyüğünden en küçüğüne kadar her türlü günah, isyan ve itaatsizlik zulümdür. İnsan zulmü ya başkalarına karşı ya da nefsine karşı işler.

Zulüm üç kısımdır:
  1. a) İnsan ile Allah arasında vuku bulan zulüm. Bu şirk, küfür, nifak ve isyandır.
  2. b) Kişi ile insanlar arasındaki zulüm. Haksızlık, hırsızlık, öldürme, iftira vb. günahlar.
  3. c) Kişi ile nefsi arasında zulüm. Bu, Allah’a karşı görevlerini yapmayan ve insanlara zulmeden kimsenin neticede nefsine zulmetmiş olmasıdır

Diğer taraftan Kur’an’da ve diğer İslâmî kaynaklarda bütün çeşitleriyle zulmün haram olduğuna ve bunun ahiretteki cezasının da ağırlığına dair pek çok açıklama yer almaktadır.

HAFTANIN AYETİ

“Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip dosdoğru olanların üzerine melekler iner. Onlara: ‘Korkmayın, üzülmeyin, size vadolunan cennetle sevinin!’ derler.” (Fussilet, 41/54.)

HAFTANIN HADİSİ

“Kim Allah"a ve Resûlü"ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim de isyan ederse ancak kendisine zarar verir. Allah"a hiçbir şekilde zarar veremez.” (D1097 Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223.)

HAFTANIN DUASI

“Rabbimiz! Günahlarımızdan ve işimizdeki aşırılıklardan ötürü bizi bağışla, sebatımızı arttır, kâfir topluluğa karşı bize yardım et!” (Al-i İmran 147).

Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından Yararlanılarak Hazırlanmıştır.

Hazırlayan: Ünal Damar İl Vaizi