Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

DÜNYA HUKUK GÜNÜ

Hukukun evrenselleşerek herkese eşit uygulanması hedefine ulaşmak amacıyla her yıl 10 Temmuz günü “Dünya Hukuk Günü” olarak kutlanır.
Teknolojik ilerlemeler, insanoğlunu gitgide daha geniş ölçülerde birbirinin mukadderatına bağlı kılıyor. Artık dünyanın her köşesindeki insan birbirinden bilgi sahibi olmakta ve birbirinin davranışından etkilenmektedir. Bu insanların, çıkarlarını dünya ölçüsünde başka insanların çıkarlarıyla bağdaştırmaya teşvik edecek bir oluşumdur.
Barış için hiçbir çabayı esirgememeliyiz. Fakat iyi bilmeliyiz ki, dünya ölçüsünde hukuka dayalı, insanca ve hakça bir düzen sağlanmadıkça barışa tam güvenle bakmak olanaksızdır. Eşitlik barışın tek geçerli güvencesidir. Aynı zamanda insanlığın da en çok övünebileceği bir aşamadır.
Hukuk, tarafsızlığın, yararlılığın seçildiği ve bir anlamda yaşama güneş tutan yasal bir dizidir. Hukuku Kendi amaçlarına bir kalkan olarak kullanıp araç yaparak uygulamaya kalkışmak son derecede sakıncalı bir tutumdur. Bugün hukuk fakülteleri, ister devlet, isterse vakıf üniversiteleri bünyesinde olsun devlette 87, vakıf üniversitelerinde 45, hukuk fakültesinden hukukçu yetiştiriyor.
Merhum babam Ankara Hukuk Fakültesi mezunuydu. Ben 1937 doğumluyum, bana diploma törenini anlatmıştı. Diplomasını merhum zamanın ünlü siyasetçisi, başbakanlık yapmış, 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’den bizzat almış. O sırada, yani diploma töreninde konuşan merhum devlet büyüğümüzün: “Gençler, diploma almak yetmez. Yarım hukukçu değil, tam hukukçu olacaksınız. Kendinizi daha çok geliştirecek, mevzuata daha çok hâkim olacaksınız. Karar verirken yasaları ön planda tutacaksınız. Ama yeri geldiğinde vicdanınızın kararını vermekten çekinmeyeceksiniz” dediğini anlatmıştı. Merhum hukukçu babam Hüsamettin Alpagut yasalarda yapılan değişiklikleri üşenmeden ilgili maddelerin yanına, üstüne veya altına özenle işlerdi. Bu yapılmazsa özellikle bir avukatın veya bir hâkim ve c. savcısının yanlış kararlara imza atabileceğini, büyük haksızlıklara kapı aralayabileceğini söylerdi.
Ben merhum babamın yazıhanesinde kendisine yıllarca hizmet ettim. En azından gelen gidene çay-kahve ve meşrubat ikramında bulundum. Yazıhanenin pencere camlarını sildim. Yazıhanenin tabanını süpürdüm. Cam çalışma masasının üzerini sildim. Çiçekleri suladım. Bu arada boş da durmadım. Babamın haddim olmayarak kanunlarını karıştırdım. Bu arada beynime kazınan hukuki ifadeler hala vardır. Örneğin: “Bir hakkın sırf gayri ızrar eden suistimalini kanun himaye etmez” cümlesi dua gibi beynimdedir.
Birçok kişiye dilekçe de yazmışlığım olmuştur. Ama bu arada Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın adaletle ilgili hadislerini (sözlerini) de zaman içinde adeta ezberlemişimdir. Bunlardan bazıları; “Bir gün adaletle davranmak, altmış yıllık ibadetten üstündür. Bir hâkim, adaletten ayrılmadıkça Allah kendisiyle beraberdir. Adaletten ayrılır da zulmederse Allah onu yalnız bırakır. Kıyamet gününde insanların Allah’a en sevgili olanı ve Allah’a en yakın bulunanı adaletli (adil) devlet başkanıdır. Kim bu ümmetin başına amir (yönetici) olarak geçtikten sonra adaletten şaşarsa, Allah onu yüzüstü cehenneme atacaktır. Sizden öncekilerin helak olmalarının (yok olup yıkılmalarının) sebebi, aralarında asil, kuvvetli biri suç işlediğinde onlara dokunmamalarıdır. Zayıf suç işlediğinde ise derhal cezalandırmalarıdır. Kıyamet günü, herhangi bir idareci elleri bağlı olarak huzura geldiğinde adil ise adalet onu kurtaracak; zalim ise zulmü onu felakete sürükleyecektir. Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. Adaletsizliğin (haksızlığın) karşısında susan dilsiz şeytandır. Adaletli sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesi ve mızrağıdır. Zalim, yeryüzünde Allah’ın adaletidir. Allah onunla (başkalarından) intikam alır. Sonra(döner) ondan da intikam alır. En faziletli cihat, adaletsiz (zalim) bir idarecinin yanında ona adaleti (hakkı) söylemektir.” Hadis-i şerifleridir.
Siyasetçilerin, adalete değer vermeleri şarttır. Adaletsiz siyasetçi bunun vebalini bugün olmasa da yarın mutlaka görecektir. Dün çok kudretli iken bugün cezaevlerinde şerefini kaybeden nice hukukçular var. Merhum babam; “Bir yargıç (hâkim) ve c. savcısı para kazanmak, mal ve mülk sahibi olmak, en pahalı araçları kullanmak için, dilediği şekilde yaşamak lüksüne sahip değildir” derdi. Ki bizim yıllar içinde ne evimiz, ne bahçemiz, ne tarlamız, ne yazlığımız, ne aracımız hiç olmadı. Merhum hukukçu babam vefat ettiği gün cebinde 21 lirası vardı.
Merhum babam sık sık: “Hâkimlik, c. savcılığı sefa değil, cefa mesleğidir. Gerek hâkim gerekse c. savcısı adaleti tesis ettiğinde bundan büyük bir haz ve zevk duyar. Hâkim ve c. savcıları için milli sınırlar içinde her yer vatandır. Vatan toprağıdır. Ne başbakanın, bakanın, milletvekilinin ve diğer birimlerde çalışanlarının unvanlarının başında ‘Cumhuriyet’ sözcüğü yoktur ama bir savcının başında ‘Cumhuriyet’ sözcüğü vardır. Çünkü iyi biliriz ki, c. savcıları, suç işlendiğine dair haberin kendisine ulaştığı andan itibaren devlet adına araştırma ve soruşturma yapan kişilerdir. C. savcılarımıza bu vesileyle en samimi başarı dileklerimi sunuyorum.
Merhum cumhuriyetin hukuk devrimini yaratan büyük insan, Mahmut Esat Bozkurt, c. savcıları içi: “Onlar, Meriç kıyılarında çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanından tutunuz da bu yurtta uğrayacakları en ufak haksızlıktan, hatta Bingöl dağlarının ıssız kuytu köşelerinde nafakalarını bekleyen öksüzlerin gözyaşlarından sorumludurlar” demiştir. Tarihte, devletin her kademesinde olanların bir şekilde yanlışlar yaptıkları söylenir. Hukuk dışına çıktıkları ifade edilir. İşte onlara hesap soracak olan tek merci c. savcılığıdır. Cumhuriyet adına hesap soracak olanlar sadece c. savcılarıdır.
Bu vesileyle bir hukukçu, Kütahya Barosu’nun eski bir üyesi, bir hakim ve avukat çocuğu, Tavşanlı’nın ilk avukatının tek oğlu olarak; Kütahya Barosu’nun duayen başkanı, değerli hukukçu, Ahmet Atam’ın şahsında tüm il sınırları içinde görev ifa eden avukatlarımızın sayın il c. savcımızın şahsında yine il sınırları içinde görev ifa eden sayın hakim ve c. savcılarımızın “Dünya Hukuk Günü” nü kutluyorum. Aramızdan ayrılan hukukçularımıza da Allah’tan rahmet diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER