1609 yılında İstanbul’da doğan Katip Çelebi, gerçek adıyla Mustafa, Divan-ı Hümayun’da ordu katipliği yaparken "Katip Çelebi" olarak tanındı. Babasının desteğiyle eğitim hayatına erken yaşta başlayan Çelebi, hem seferlere katılarak hem de kadim eserleri okuyarak bilgi birikimini geliştirdi. Bağdat ve Revan seferlerinde edindiği gözlemleri "Fezleke" ve "Cihannüma" adlı eserlerinde kaleme aldı.
İLMİ ÇALIŞMALARA ADANMIŞ BİR ÖMÜR
Kazancını büyük ölçüde kitaplara yatıran Katip Çelebi, hayatının büyük bölümünü ilmi çalışmalara ayırdı. Osmanlı’da Batılı kaynakları takip eden ilk alimlerden biri olarak Latince eserleri Türkçeye kazandırdı. Astronomi, anatomi, tarih ve coğrafya alanında kapsamlı araştırmalar yaptı ve genç nesillere ilim yolunu gösterdi.
KATİP ÇELEBİ’NİN ESERLERİ VE ETKİSİ
"Keşfü'z-Zunun", "Cihannüma", "Fezleke" ve diğer eserleri, Osmanlı ilmî hayatına ve Batı’da İslam araştırmalarına temel kaynak oldu. Alman tarihçi Franz Babinger, onu “Osmanlıların Süyuti’si” olarak nitelendirirken, Hilmi Ziya Ülken Katip Çelebi’yi 17. yüzyıl fikir tarihinin önemli bir realist düşünürü olarak tanımladı.
GÜNÜMÜZDE KATİP ÇELEBİ’NİN MİRASI
Katip Çelebi’nin eserleri ve bibliyografik çalışmaları, modern araştırmalara ışık tutuyor. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde kurulan "Katip Çelebi ve Eserlerini Araştırma Merkezi", alimin hayatı ve eserlerini detaylı şekilde incelemeye devam ediyor.