Son günlerde en çok konuşulan konuların başında Dumlupınar Stadyumunun akıbetinin geldiğini söyleyen Gülçin Hizarcıoğlu Karaman: “Başka şehirlerde bu konu üzerinde fazla durulmayan, ekstra zaman harcanmayan ve acil bir şekilde çözüme kavuşturularak bir an önce vatandaşların hizmetine sokulan bu tarz yerler ve yatırımlar Kütahya’mızda adeta çok bilinmeyenli denklemler haline geliyor. El ele vererek Ankara’ya çıkartma yapılması ve Kütahya’nın, Kütahyalının yatırımdan bir an önce faydalanması gerekirken biz halen stadın nereye yapılması gerektiği konuşmaları ile adeta uyutulmaya çalışılıyoruz. Utanmamız gereken durum stadın nereye yapılacağı değil, yıkılan stadın yerine yapılan prefabrik stattır. Kütahya gibi bu zamana kadar iktidara destek vermiş ve iktidar partilerinin kalesi olarak bilinen bir şehir bu ve buna benzer yılan hikâyesine dönen yatırım müjdeleri ve örneğini başka yerleşim yerlerinde göremeyeceğimiz ucube yapılar ile yeteri kadar rezil olmuştur” ifadelerini kullandı.
“AÇIKLAMALARI DİKKATLE TAKİP ETTİM”
Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş’ın stadın mevcut yerine yapılması hakkındaki çıkışını ve ona destek veren kişilerin açıklamalarını dikkatle takip ettiğini kaydeden Başkan Karaman: “Ardından AK Parti İl Başkanı Mustafa Önsay’ın bu görüşün tam tersinde açıklamaları da çok geçmeden geldi. Fakat burada dikkat çekilmesi gereken konu iktidarda olan ittifakın ilimizdeki en önemli isimlerinden olan iki kişinin ortak olmaları gereken konularda düştükleri fikir ayrılığı ve bu ayrılık neticesinde Kütahya’nın hemen hemen her yatırımı alabilme konusundaki yetersizliğidir. Bu ve buna benzer yatırımlar veyahut devlet eli ile yapılacak sosyal alanlar maalesef bu yaklaşımlardan dolayı ellerimizden kaymakta, başka şehirlerin hizmetine girmesini gıpta ile izlemekteyiz” şeklinde konuştu.
“KAZANÇ KAPISI OLABİLİR”
Hizarcıoğlu Karaman, stat ve benzeri ortak alanlar hakkında açıklama ya da bilgilendirme yapılmadan önce daha değişik yerlerde yapılan örneklere bakmak gerektiğini söyledi. Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde ‘Yaşayan Stat’ teorisi ile yapılan bu alanların insanların kullanımına sunulduğunu aktaran Karaman: “Ülkemizde de anlatmak istediğimiz kadarıyla olmasa da benzeri statlar mevcut. Sadece iki haftada bir ya da ayda 3-4 kere kullanılacak bir yer gözü ile bakarsanız bu stadı nereye yapacağınızın bir önemi olmaz. Yapacağınız stadı hayatın içerisine katmak ve insanların kolay ulaşım sağlamasını planlıyorsanız, bu bakış açısı ile her şey çok daha değişik bir hal alır. Örneğin ben stadın eski yerinde ama eski halinden çok daha işlevsel bir şekilde yapılmasını destekliyorum. Altına yapılacak olan otoparklar, dış cephesine yapılacak olan alış veriş noktaları, marketler ve kafeteryalar ile burası şehrimizdeki insanların da müsabakalar haricinde buluşma noktası olabilir. Bu şekli ile yapılacak olan bir stat sadece maç günleri değil normal günlerde de ekonomiye katılan önemli bir nokta halinde döndürülebilir. Buradan elde edilen gelir ile zaman zaman Belediye Kütahyaspor gibi, amatör kulüplerimiz gibi ekonomik anlamda sıkıntılar yaşayan kulüplerimize de bir nevi kazanç kapısı olacaktır. İçerisindeki koşu alanları ve spor salonları ile vatandaşlarımıza spor yapma imkânı tanırken bu stadı tamamen sporun ve sporcunun imkânına sunmak en güzel proje olacaktır” diye konuştu.
“YORUM YAPMADAN ÖNCE BİLGİ SAHİBİ OLMALIYIZ”
Hizarcıoğlu Karaman açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Hangi konu olursa olsun il genelinde siyaset ile uğraşan ve söz hakkı olan kişiler olarak yorum yapmadan önce bilgi sahibi olmalıyız. Vatandaşlarımızın karşısına çıkıp onlara fikirlerimizi beyan etmeden önce en azından birden fazla projeleri masaya yatırmalı ve bu projelerin Kütahya’mıza en yakışan ve en faydalı olanını bulmak zorundayız. ‘bence böyle olmalı, bence şöyle olmalı’ diyerek değil, ‘Kütahya’mız için en hayırlısı bu olacaktır’ diyebilmeliyiz. Bunu demek içinde ciddi çalışmalar yapmak gerekir. Ben bu açıklamayı yapmadan önce kendi imkânlarım ile yaptığım araştırmada bu ve buna benzer spor alanlarının son yıllarda nasıl yapıldığını araştırdım. Sizlerin karşısına geçip bu sözleri söylerken en azından dünyadan ve ülkemizden bihaber olarak değil, hasbelkader kendi imkânları ile bilgi sahibi olan birisi olarak görüş bildiriyorum.
“HİÇBİR BAKANLIK YATIRIM YAPARKEN HARİTAYA BAKIP ‘ŞU ARAZİYE YAPALIM’ DEMEZ”
“Son olarak bu konu hakkında yapılan açıklamaların birisinin içerisinde ‘bu konuyu en iyi bakanlığımız’ bilecektir kelimesi geçen bir ayrıntı dikkatimi çekti. Hiçbir bakanlık bu tarz yatırımları yaparken haritaya bakıp ‘şu araziye yapalım’ demez. O bakanlığın buradaki il müdürlükleri ile irtibata geçilir ve bu konu hakkında bilgi istenir. Bu gelişmenin ardından o şehrin siyasi oluşumları, resmi kurumların yetkilileri ve de bizim hiçbir zaman işleyişin içerisine katamadığımız sivil toplum örgütü temsilcileri bir araya gelerek bakanlığına sunulacak olan proje ya da verilecek olan görüşle ilgili olarak fikir alış verişi yaparlar. Maksat şehrin gelişimine ve en önemlisi şehrin sosyo-ekonomisine yön verecek olan bu tarz yatımların en uygun şartlara sahip olan yere yapılmasıdır. Türkiye Değişim Partisi olarak kurulduğumuz ve Türkiye siyaseti içerisinde yer aldığımız ilk günden bu yana sürekli olarak savunduğumuz bir ilkemizi tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum. Halkımızın faydalanması amaçlanarak yapılacak hiçbir yatırımı halkımızı düşünmeden ve halkımız ile paylaşmadan yapmayacağız. Kullanan kişinin fikri alınmadan hiçbir hamle yapılmaz, yapılsa bile bu bir fayda sağlamaz. Sözlerime son vermeden önce bu ve buna benzer konularda, açıklama yapan kişileri en azından konuyu araştırmaya ve de Kütahya’mız için yılan hikâyesine dönen bu yatırımların artık son bularak bir an önce hizmete alınması için herkesi gayretli, istekli ve gerçekçi çalışmalara davet ediyorum.” CANSU AYDEMİR