Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Çinili Cami Kütahya’nın değeridir, ülkemizin değeridir” “YIKIP YAPACAK OLSAK 10 KERE YAPARDIK”

Son günlerde Kütahya gündemine

Son günlerde Kütahya gündemine gelen Çinili Cami hakkında konuşan DPÜ Rektörü Kazım Uysal, kısa sürede ihaleye çıkacaklarını belirtti. Rektör Uysal, “Ahmet Yakupoğlu’nun evi, yeni yaptığımız müzeyle ve Çinili Cami ile çevresini Kütahya’da bir destinasyon merkezi olacak. Yıkıp yapacak olsaydık şimdiye kadar 10 tane cami yapardık” dedi

Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, basın mensuplarını ağırladı. Rektörlük binasında gündemi değerlendiren Rektör Uysal, önemli açıklamalarda bulundu. Üniversitenin öğrenci ve öğretim elemanı sayıları ile ilgili bilgileri paylaşan Rektör Uysal, “Dumlupınar Üniversitesi elde ettiği başarılarla artık uluslararası bir üniversite oldu” dedi. 2 bin 300 akademisyen ve 50 bin öğrenci sayısına ulaştıklarını belirten Rektör Uysal, “Dumlupınar Üniversitesi ilimizin önemli bir markasıdır. Dumlupınar Üniversitesi ülkemizin önemli bir üniversitesi, 1992 yılında kurulmuş ve an itibariyle 50 bin öğrencisi olan bir eğitim kurumudur. Geçen sene 45 bin civarındaydı üniversitemiz bölündükten sonra öğrenci sayımız azaldı ancak barajların kalkması ile birlikte bu yıl meslek yüksekokullarımızda dâhil yüzde 100 doluluğa ulaştı. Üniversitemizin hem eğitim noktasında hem araştırma geliştirme noktasında kamu sanayi işbirliği noktasında öncülük etmek, lokomotif olmak, değer kazandırmak temel görevidir” dedi. Eğitim noktasında uluslararası bir üniversite seviyesine çıktıklarını aktaran Rektör Uysal, “Dumlupınar Üniversitesi şu an yaklaşık 90 ülkeden 9 bin civarında öğrenciyi misafir ediyor. Erasmus programları kapsamında hem öğrenci hem de akademisyen hareketliliğinde Avrupa Birliği fonlarından desteklenen bir üniversiteyiz. Bu konuda ülkemizde en yüksek hibeyi alan üçüncü büyük üniversite olduk yani Avrupa Birliği fonlarından hem akademisyen hareketliliği hem de öğrenci hareketini destekleyecek fon kazanan 3. büyük üniversite olduk” diye konuştu.

“ÜLKEMİZ BİR HUKUK DEVLETİ, SÜREÇ İŞLİYOR”

Türkçe Öğrenimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’ndeki iddialarla ilgili de konuşan Rektör Uysal, bu konuda soruşturmanın devam ettiğini belirtti. Üniversitede yürütülen soruşturmaları engellemek ve baskı oluşturmak amacıyla bazı medya kuruluşları üzerinden asılsız haberler yaptırıldığını savunan Uysal, şunları kaydetti: Üniversitemizde bu kadar kazanım varken maalesef bazı dedikodular çıkmaya başladı. Uluslararası öğrencilerle ilgili haber yapılmıştı. Birileri bu öğrenciyi buraya sokmak istiyor, sonuç alamıyor fakat ‘Para alınarak yerleştirilmiş bir öğrenci’ diye haber çıkıyor. ‘O çocuktan para aldılar’ dedikleri öğrenci bizde şu an öğrenci değil, başka bir üniversitenin öğrencisi. ‘Eşe özel ilan çıktılar’ diye ikinci bir haber yaptılar. Bu ilan için 4 başvuru var. Bu nasıl eşe özel bir ilan ki 4 başvuru olabiliyor? Biz ayrıca o kadroyu da iptal ettik zaten. DPÜ ‘İnsan kaçakçılığı yapıyor’ diye üçüncü bir haber çıktı. Bu haberleri duyunca tüylerim diken diken oluyor. Hukuk çerçevesinde, kurallar, yasalar çerçevesinde elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız. Yargı süreci işliyor. Kendi içimizdeki soruşturmalar devam ediyor. İşleyen bir süreç var. Kimsenin endişesi olmasın. Hem kendi içimizdeki soruşturmalarımız neticelenecek hem de savcılığa suç duyurusu neticelenecek. Şimdi ortalığı bulandırmaya, bu bulanık suda güya balık avlamaya çalışıyorlar fakat umduklarını bulamayacaklar. Çünkü ellerinde hiçbir hakikat yok. Ülkemiz bir hukuk devleti, kurallar işliyor. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Belki biraz geç olur ama sonuç alınır.

“TEKNOKENT, ÜNİVERSİTE-SANAYİ ARASINDA KÖPRÜ VAZİFESİ GÖRÜYOR”

Dumlupınar Üniversitesi Teknokent’in önemine vurgu yapan Rektör Uysal, geldikleri dönemden bu yana Teknokent’in çok mesafe kat ettiğini belirtti. Göreve geldiğinde Teknokent’e kapanma kararı verildiğini hatırlatan Rektör Uysal, “Yalvardık yakardık Teknokent’i ayağa kaldırdık. Kendi ayakları üzerinde durması imkânsızdı biz buradan kendi arkadaşlarımızı gönderdik hem güvenli hem temizliği hem de burada kendi fonlarımız ile oraya para aktardık altyapıyı gerçekleştirdik. Geldiğimiz noktada yüzde 100 doluluğa ulaştık. Teknokent, üniversite ve sanayi arasında köprü görevi görüyor. Türkiye’deki temel problemlerden biri üniversite ile sanayinin buluşamaması. Sanayinin problemi, bizim de o problemi çözecek bilim insanımız var. İldeki problemlerin çözülmesinin yolu da bölge sanayisini bilmekten, işbirliği yapmaktan geçer. Önümüzdeki hafta temel atma töreni vardı. Ancak Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’ın gelmesi söz konusu olduğu için biraz erteledik. Tek mekân çok önemli. Milletimiz teknoloji üretmeden bilgi üretmeden başkasının ürettiği bilgiyi kullanarak hep geriden gitmeye mahkûm olacaktır. Günümüzde biliyorsunuz eskisi gibi öyle köle alıp satmak yok, eskisi gibi meydan savaşları yok; günümüzün savaşları bilim ile teknoloji ile ekonomi ile oluyor. Günümüzün köle müessesesi maalesef bilgide ve teknolojide geri bırakıp seni çalıştırıp kendi ürettiği patent bilgi ve teknolojiyi sana satıp emeksiz para kazanmaktır muhakkak bilgi ve teknoloji üretmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

ÇİNİLİ CAMİİ’DE İHALE YAKIN

Kütahya’da son günlerde tekrar gündeme gelen Çinili Camii ihale sürecine değinen Rektör Uysal, süreç hakkında bilgiler verdi. 2019 yılında göreve geldiğinde Çinili Cami sürecine dahil olduğunu belirten Rektör Uysal, son süreç hakkında bilgi verdi: ODTÜ’de bir heyet ile konuyu konuştuk. Dedim ki hocam siz klasik bir yöntem bize getirip gelmeyin siz bir doktora tezi hazırlar gibi bir bilimsel çalışma ar-ge çalışması yapar gibi çalışın bu camiyi yıkmadan bize kazandırma raporu getirin. Tamam dediler biz bunu yaparız. 1 liraya mal olacaktı biz dedik ki para önemli değil. Şimdi 5 liraya 10 liraya mal oluyor en az 5 katı 6-7 katı paraya mal olacak. Çinili caminin yıkmadan yapılması için zeminin güçlendirilmesi, yıkmadan yapılması için rapor hazırladılar bu sefer aynı hocalar dediler ki camiyi yıkmadan yapacağız ama minareyi yıkacağız. Biz yine olmaz dedik ve tekrar çalışmaya başladılar. Gittiler minarenin de yıkılmadan hazırlanması yıkılmadan yapılması için tekrar bir proje hazırladılar geldiler. Anıtlar Kurulu onayladı. Bana dedikleri o dünyada ilk olacakmış yani yığma bir minarenin yıkmadan restore edilmesi örneği dünyada ilk olacaktır. Onun için çalışmışlar çalışıyorlar. Hızlı bir şekilde ihale sürecini başlattık 2 ay oldu. Bu sefer de oraya makine giremiyor. Teknik heyet diyor ki şu şu ağacın kesilmesi lazım. Biz diyoruz ki hayır efendim ağaç kesmeyeceğiz şadırvanın yıkılması lazım niye Çünkü oraya iş makinesi gelecek vesaire hayır şadırvan da yıkılmayacak. En son söylediğimiz biz hep gelip bakacağız gerçekten bir zaruret varsa ağacı kestireceğiz yoksa kestirmeyeceğiz gerçekten bir zaruret varsa şadırvanı yıktırırız yoksa yıktırmayacağız. Yakında ihaleye çıkacağız inşallah ömrümüz vefat edersekemizi kullanmayacağım çünkü yakında yapacağız. Bu süreç zarfında gerek Ahmet Yakupoğlu rahmetlinin talebelerinden gerekse tabi Kütahya’da onu sevenlerden süreci çok iyi algılayamadıkları için Çinili Camii neden bu kadar gecikti de yazamaz zaman feryatlar var. Ancak bu işi bilimsel zeminde yapmak zorundayız. Çinili Cami Kütahya’nın bir değeridir ülkemizin bir değeridir turist geldiği zaman oraya gelir. Biz orayı bakın hem Ahmet Yakupoğlu’nun evi ile hem de yeni yaptığımız müzeyle hem de Çinili Camiyi ve çevresiyle Kütahya’da gelenin mutlaka uğrak yeri yapacağız ve Kütahya’da bir destinasyon merkezi olacak bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yıkıp yapacak olsaydık şimdiye kadar 10 tane cami yapardık” dedi.