ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, hükümetin yarı iletken üreticisi Intel’in yüzde 10 hissesini aldığını açıkladı. Lutnick, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bu adımın “tarihi” bir anlaşma olduğunu vurgulayarak ABD’nin teknoloji alanındaki üstünlüğünü güvence altına alacağını belirtti.
Bakan, Intel’e yapılan yatırımın yalnızca ekonomik katkı sağlamakla kalmayacağını, aynı zamanda ülkenin stratejik bağımsızlığını da güçlendireceğini ifade etti.
Anlaşmanın Detayları
Intel tarafından yapılan açıklamada, ABD hükümetiyle varılan anlaşma kapsamında 8,9 milyar dolarlık bir yatırım karşılığında şirket hisselerinin yaklaşık yüzde 9,9’unun satın alındığı bildirildi.
Bu kapsamda hükümet, 433,3 milyon adet Intel hissesini 20,47 dolar fiyatla alarak şirkette yüzde 10’a yakın pay sahibi oldu. Ancak açıklamada, yatırımın pasif bir sahiplik olacağı, yani ABD hükümetinin yönetim kurulunda temsil edilmeyeceği veya yönetimsel karar süreçlerinde söz hakkı bulunmayacağı ifade edildi.
Hisselerin, daha önce yerli yarı iletken üretimini artırmak için çıkarılan CHIPS ve Bilim Yasası kapsamında tahsis edilen 5,7 milyar dolarlık hibe ile 3,2 milyar dolarlık ek bütçeden karşılandığı belirtildi.
Trump: “ABD Bu Hisseler İçin Hiçbir Ödeme Yapmadı”
ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social hesabından yaptığı açıklamada anlaşmayı “ABD için tarihi bir kazanım” olarak değerlendirdi.
Trump, “ABD’nin Intel’in yüzde 10 hissesinin sahibi ve kontrol edeni olduğunu açıklamaktan onur duyuyorum. ABD bu hisseler için hiçbir ödeme yapmadı ve hisseler şu anda yaklaşık 11 milyar dolar değerinde.” dedi.
Trump, Intel’in rakiplerine göre geride kaldığını, ancak anlaşmanın şirket için bir dönüm noktası olacağını söyledi. Ayrıca Oval Ofis’te yaptığı açıklamada, bu öneriyi Intel CEO’su Lip-Bu Tan’a bizzat ilettiğini ve olumlu yanıt aldığını ifade etti.
ABD’nin Teknoloji Stratejisinde Yeni Dönem
Bu anlaşma, ABD’nin küresel yarı iletken üretiminde Çin ve diğer rakiplere karşı konumunu güçlendirme hedefiyle doğrudan bağlantılı. Trump, Intel’in son teknoloji çip üretiminde kritik bir rol oynayacağını vurgulayarak, bu yatırımla ülkenin teknolojik bağımsızlığını artıracağını söyledi.
Ayrıca, anlaşmanın ABD ekonomisini büyüteceği ve yarı iletken sektöründe yeni istihdam alanları yaratacağı da öngörülüyor.