Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sünger şehirler afet riskini azaltıyor

İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj

İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tunçay, iklim değişikliğine karşı şehirlerin doğal çözümlerle entegrasyonunu ve sünger şehir modelini vurguluyor.

Tunçay, iklim değişikliğinin şehirlerin doğal çözümlerle entegre edilmesini gerektirdiğini vurgulayarak, sünger şehir modelinin bu amaca hizmet eden bir öneri olduğunu ifade etti. Kentlerdeki hızlı nüfus artışı, yapılaşma ihtiyacını artırıyor ve bu durum çevresel sorunların büyümesine yol açıyor.

Prof. Dr. Tunçay, savunmasız şehirlerde yaşanan sel ve heyelan gibi felaketlerin yanı sıra kuraklık ve su kıtlığının da insan hayatını ciddi şekilde etkilediğine dikkat çekti. Bu bağlamda, Çinli peyzaj mimarı Kongjian Yu’nun önerdiği “sünger şehir” modelinin önemi öne çıkıyor. Bu model, yağmur sularının yeşil alanlar aracılığıyla toprağa yeniden kazandırılmasını ve suyun depolanarak kuraklık anlarında kullanılmasını amaçlıyor.

Yeşil Alanlarla Geleceğe Adım Atmak

Sünger şehir modeli dünya genelinde uygulama alanı buluyor. İngiliz mühendislik danışmanlık şirketi Arup’un yaptığı araştırmaya göre, Yeni Zelanda’nın Auckland kenti yüzde 35’lik süngerlik oranıyla ilk sırada yer alıyor. Ancak Prof. Dr. Tunçay, sünger şehir olmanın karmaşık bir süreç olduğunu belirtiyor. Şehirlerin yeşil alanları, suyun akışını engellemeyecek şekilde planlanmalı ve suyun kullanımı ihtiyaçlara uygun şekilde yönlendirilmelidir.

Tunçay’a göre, sünger şehir modelini benimsemek için geleneksel gri altyapıdan vazgeçmek gerekiyor. Doğal depolama alanları ve suyun yönlendirilmesi için çeşitli yöntemler entegre edilmeli. Parklar ve yeşil alanlar, sadece estetik değil aynı zamanda çevresel işlevler açısından da düşünülmelidir.

Sünger şehir modeli, yağmur sularının etkili şekilde kullanılmasını sağlayarak, kuraklık ve su kıtlığı gibi iklim değişikliği etkilerine dayanıklılığı artırıyor. Su kaynaklarının korunması ve suyun sürdürülebilir kullanımı, bu model ile mümkün olabilir. Prof. Dr. Tunçay’a göre, geleceğin şehirleri doğa tabanlı çözümlerle entegre edilmeli ve suyun etkin yönetimi sağlanmalıdır.