Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

HİCRİ YIL TÜM İNSANLIĞA HAYIRLI OLSUN

HİCRET; Peygamberimizin hicretiyle İslam hızlı bir dini, siyasi, sosyo-kültürel ivme ve dinamizm kazandırmıştır. İslam’ın öngördüğü bir hayat modelinin temelleri atılmış, topluma evrensel değerler hakim olmuştur. Bu olaya verilen önem nedeniyle, Hicri Takvim, tarihin başı olarak Hicret’i kabul etmektedir.

Hicret; sözcük olarak, bir yerden başka bir yere göç etme anlamına gelir. Miladi 622 yılında yani 1400 yıl önce Allah’ın sevgili kulu, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed ‘in Mekke’den Medine’ye göçü İslam Takvimi’nde tarih başı olarak kabul edilmiştir.” Hicretten evvel-Hicretten sonra” ifadeleri bundan sonra telaffuz edilmeye başlanmıştır.

Hicret sözcüğünü, ”Böylece Cafer Müslüman oluncaya kadar el-Abbas’ın, Ali de beş yaşından itibaren Hicret’e kadar Hz. Peygamber’in yanında büyürler” cümlesinde kullandım. Başka bir ifadeyle Hicri yıl; Hicri Takvime göre hesaplanan ve 1 Muharrem’de başlayıp Zilhicce Ayı’nda sona eren 12 aylık dönemdir.

30 Temmuz 2022 tarihi itibariyle MUHARREM Ayı’na girdik. Muharrem, İslam dininde kesin olarak yasaklanmış, haram edilmiş şey demektir. Hicri yılın veya Kameri yılın birinci ayı, Aşure Ayı‘dır. Muharrem Ayı, Cahiliyet devrinde savaşın yasaklandığı dört aydan; Recep, Zilkade ve Zilhicce’den önceki ilk aydır.

Muharrem, denilince akla Aşure gelir. Arapça; (Aşüra) olarak ifade edilir. Muharrem Ayı’nın onuncu günü’nden, Tufan’dan sonra Hz. Nuh’un gemisinde kalan erzakın (nohut, fasulye, mercimek, pirinç, bakla buğday(dövme), kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm, fındık, ceviz vb) toplanıp karıştırılmasıyla pişirilen aşın(yemeğin)hatırası olarak Hicri Takvim’le Muharrem Ayı’nın onuncu gününden sonra pişirilen akraba, dost ve arkadaşlara, komşulara ikram edilen meşhur tatlıdır. Eskilerde Aşure baklası diye bir bakladan söz edilir. Aşure yenilirken kaşığa ilk gelen ve sonradan kurutularak para kesesinde bereket olarak saklanan baklaya denilirdi. Karmakarışık işlere” Aşure gibi” yakıştırması yapılır. Eskilerde Aşure pişirilirken kepçeye bağlanan ve sonra yıkanıp para kesesinin dibine bereket tılsımı olarak konulan delikli gümüş paralar olurdu.

Aşure, yıllardır Tavşanlı’da büyük bir hassasiyetle pişirilir. Bu arada yıllar içinde çeşitli dernek, vakıf, cemiyet, oda ve sendikalar da, belediyelerin yanı sıra aşure yaptırıp dağıtmışlardır. Evlerde pişirilen aşureler genelde komşulara dağıtılır. Bazen de gelen konuklara ikram edilir. Rahmetli annem her aşure pişirdiğinde ilk olarak yakın çevreye dağıtırdı. Eşim de yaptığı aşureleri sevdiklerine dağıtırdı. Aşureyi zenginleştiren üzerine dökülen cevizdir. Nasıl bol köpüklü kahve önemliyse bol cevizli aşure de öyledir. Aşure yapılmaya başlandıktan bir hafta önce marketlerde, bakkallarda aşurelik malzeme satışları tavan yapar. İçinde bulunduğumuz ayda şeker dahil tüm aşure malzemeleri fiyatlandı. Aşure yapanların sayısı da mutlaka azalacaktır. Ama pahalılandı denilerek kimse aşure yapmaktan vazgeçmeyecektir.

Ben de nicedir Aşure yemiyorum. Bir Köroğlu bir Ayvaz kaldığımız için yapmıyoruz da. Ama nasipte varsa kapımıza geliyor. Hicret’in, Muharrem Ayı’nın ve aşurenin hayırlı olması dileğiyle…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER