ÇİFTÇİLERİMİZE BELLİ BİR PROGRAM ÇERÇEVESİNDE SULAMA SUYUNUN ÖNEMİ ANLATILMALIDIR

Dünyamız gelecek yıllarda susuzlukla tanışacaktır. Bunu görmemek ve anlamamak yanlış olur. Her gün dünyanın bir köşesinden bu konuda haberler geliyor. Kendini su zengini zanneden ülkelerde bile artık su konusunda daha dikkatli olunuyor. Kimse gürül gürül akan nehirlerimizin bu haliyle uzun yıllar varlığını korumasını beklememelidir.

Böyle bir konuda yazma fikri: “Çiftçilere Sulama Suyunun Önemi Anlatıldı” başlıklı Kütahya Ekspres Gazetesi’nin 26 Nisan 2022 tarihinde yayımlanan bir haberinden esinlenmemle geldi. Bu yazı küçük bir haber olarak ele alınmışsa da aslında önemli bir haberdir. Kütahya’nın Altıntaş İlçesi’nde Çiftçiler Tarım İl Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri (DSİ) yetkililerince bilgilendirilmiş. Altıntaş, Kütahya’nın ilçeleri arasında nüfusu küçük olan bir ilçemizdir. TÜİK 2021 verilerine göre, merkezinde 5 bin 322 kişi yaşamakta, ilçe bazında nüfusu ise 15 bin 506’dır. Ama Altıntaş’ı diğer Kütahya ilçelerinden ayıran bir özelliği vardır; Kütahya’nın Altıntaş ilçesi, adından da anlaşılacağı gibi “Altın” kadar kıymetli arazilere, topraklara sahip bulunmaktadır. Altıntaş’ta tahıl, bakliyat üretimi yapılmaktadır. Meyve zenginidir. Yetkililerin sulama suyunun önemini bu ilçede anlatması ise anlamlıdır. Ayrıca Kütahya Belediyesi Kültür Sarayı’nda Tarım İl Müdürlüğü ve DSİ yetkilileri ve Belediye Başkanı Arif Teke’nin de katılımıyla çiftçilere yönelik Beşkarış Barajı sulama sistemleri ile ilgili, suyun daha dikkatli kullanılması gerektiği anlatılmış. Bu tür bilgilendirme toplantılarının zamana yayılarak ilin tüm ilçelerinde yapılması yerinde olur. Çünkü bizim insanımız her şeyi bildiğini zanneder. Babadan, dededen gördüklerini devam ettirmek ister. Gelişen teknolojinin yanında bilgi dağarcığında da büyük değişiklikler söz konusudur. Sulama konusunda büyük üretim yapan ülkelerde olduğu gibi bizim de bir şeyler yapmamızın zamanı gelmiştir. Biz: “İsraf haramdır” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Suyu usulüne uygun olarak, yerinde, zamanında, yeteri kadar kullanmasını öğreneceğiz. Allah’ın bir lütfu olarak insanlığa sunulan sudan azami yararlanma hedefimiz olmalıdır. Bakın Türkiye’de hala yağmur suları boşu boşuna akıp gitmektedir. Bunları dahi bir yerde toplamayı akıl edemiyoruz. Yerli çeşmelerimizden tonlarca kaynak suyu heder olmaktadır. Cumhuriyet hükümetleri sayesinde barajlar, göletler yaparak bir nebze başıboş akıp giden sularımızı dizginleme fırsatı yakaladık. Bugün ormanlarımızın orasında burasında bir elin beş parmağı kadar olan yapay su göletlerinin sayısının artırılması fena mı olur? Birçok yerde mevcut su elektrik yardımıyla bir sirkülasyona tabi tutularak değerlendiriliyor. Aynı su fıskiyelerden çıkıp yine bulunduğu yere akıyor. Aynı su devir daim yapıyor. Bir kayıp söz konusu olmuyor.

İl Tarım Müdürlüğü’nün ve DSİ’nin sulama suyunun kullanılmasına yönelik tavsiyeleri değerlidir. Bu hassasiyete şapka çıkarılır.