Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

7’den 70’e Her Yaş Grubuna Hizmet Veriyor TÜRKİYE’NİN SAYILI MERKEZLERİNDEN

Dil ve konuşma bozukluklarında

Dil ve konuşma bozukluklarında Kütahya’da önemli bir ihtiyacı karşılayan DİLKOM, her yaş grubundan bireyin dil, konuşma, iletişim, ses ve yutma bozukluklarının değerlendirmesini yapıyor. DİLKOM Müdürü Doktor Öğretim Üyesi Didem Çevik, Türkiye’deki sayılı merkezlerden birisi olduklarını söyledi.
Türkiye’nin sayılı dil ve konuşma bozuklukları merkezlerinden olan Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİLKOM), son teknoloji tedavi araç gereçleriyle her yaş grubundan insana hizmet veriyor. Merkez Müdürü Doktor Öğretim Üyesi Didem Çevik, Ekspres Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunarak merkez hakkında bilgiler verdi. “Doğumdan hayatın ilerleyen yıllarında herhangi bir nedenle konuşma, ses, yutma bozukluklarının hepsiyle ilgileniyoruz” diyen Dr. Çevik, Türkiye’de çok az dil ve konuşma bozuklukları araştırma merkezi olduğunu söyledi. Bu merkezlerin ilk olarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde açıldığını aktaran Dr. Çevik, “Şimdi üniversitelerin konuşma terapisi bölümleri olan üniversiteler yavaş yavaş bu tarz merkezleri açmakla ilgileniyorlar, uğraşıyorlar. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde var, Medipol Üniversitesi’nde var. Bazı üniversiteler sadece değerlendirme yapıyorlar, terapi vermiyorlar” dedi. Merkezin bu yılın açıldığını belirten Dr. Çevik, dil ve konuşma terapisi bölümünde görev yaptıklarını söyledi. Öğretim Görevlisi Sevinç Tüysüz, Araştırma Görevlisi Esra Başol ile birlikte merkezde dil terapisti olarak görev yaptıklarını anlatan Dr. Çevik, “Şu anda yeni başlayacak olan doktor öğretim üyemiz ve öğretim görevlimiz daha geliyor. Öğrencilerimizin 3. yılı yani 3. sınıfı okuyorlar daha mezun vermedik, seneye mezun vereceğiz. Merkezi aslında iki ayak olarak düşündük. Birisi Kütahya halkına hizmet sunmak; konuşma bozukluğu olan bireylere. Diğer ayağımızda ise konuşma terapisi bölümünde okuyan öğrencilerin daha donanımlı yetişebilmeleri için uygulamaları görebilmeleri için bu uygulamalı dersleri kapsamında burada uygulama alabilmeleri için merkezin açılması planlandı” diye konuştu.
“SEANS ÜCRETİ 120 LİRA”
Herkes başvuru yapabildiğini ancak ücretli olduklarını kaydeden Dr. Çevik, hizmet karşılığında çok cüzi bir ücret aldıklarını söyledi. Merkeze başvurularla ilgili bilgiler veren Dr. Çevik, üniversitenin internet sitesinin ana sayfasından dil ve konuşma bozuklukları uygulama araştırma merkezinin internet sayfasını aktif hale geçireceklerini aktardı. Konuyla ilgili daha hazırlıklarının devam ettiğini belirten Dr. Çevik, “Bir de telefon numaralarından ulaşabilecekler. İnsanlar buraya gelebiliyor ve buradan randevu alıyorlar. Randevuları beş güne bölerek rotasyon yaptık. Beş gün boyunca mutlaka burada hocalarımız bulunuyor. Terapi ücretlerimiz 120 lira oldukça düşük gerçekten” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ BOZUKLUKLAR TERAPİ EDİLİYOR
Çocukluk çağında geç konuşmalarla ilgili terapilerin devam ettiğini belirten Dr. Çevik, yine çocuklarda bazı harflerin söylenemediğini de aktardı. Konuyla ilgili Dr. Çevik, şunları kaydetti: Çocukluk çağında geç konuşan çocuklar, geçikmiş konuşması olan çocuklar, üç yaşına gelmiş, hala konuşma çıktısı olmayan çocukları alıyoruz. Otizm spekterum içerisinde yer alan, down sendromu olan çocukların dil gelişimi için dil terapilerimiz devam ediyor. Yine çocuklarda bazı sesleri söyleyemeyen, r ve k harflerini söyleyemen çocukları da alıyoruz. Çok bilinen kekemelik dediğimiz ya da tam zıttı olan hızlı, bozuk konuşma dediğimiz akıcılık konuşmaları olarak adlandırıyoruz biz bunları. Bu anlamda çocuklarımızın ve yetişkinlerin terapilerini yapıyoruz. Daha yeni yeni dil ve konuşma terapisi olduğu için terapistler de yeni yeni çoğaldığı için çocukluk çağında kekeme olup yetişkinliğe geçmiş ama terapi görmeyen bireyler var. Yetişkinliğinde hala kekemeliği devam eden bireylere de hizmet veriyoruz. Çocukluk çağını tercih ediyoruz. Onda da okul öncesindeki kekeme çocuklarda, okul dönemi çocuklarımızın terapileri de farklılaşıyor. Okul öncesinde daha oyuna yönelik özel terapiler planlıyoruz. Okul çağında okumayı öğrenmiş çocuklarla uyguladığımız terapi yöntemleri farklı oluyor. Daha böyle onların kekemeliklerinin farkına vardırmak, kontrol altına almak dediğimiz şekillendirmek, akıcılıklarını onlarla ilgileniyoruz.
“YETİŞKİN BİREYLERDE DE TERAPİLER YAPILIYOR”
Yetişkin bireylerde de farklı konuşma bozuklukları için tedaviler uyguladıklarını belirten Dr. Çevik, “Yetişkin bireyleri alıyoruz. Mesela nörolojik hastalıklar sonucunda dil veya konuşma problemi olan, parkinson hastalarında, felç geçiren hastaların bazılarının dil problemleri oluyor. Bu tür dil problemleriyle uğraşıyoruz. Yutma alanında çalışıyoruz. Nörolojik kökenli, kanser sonrası, cerrahi sonrası hastalıkları, radyoloji aldıktan sonra ortaya çıkan yutma bozukluklarının terapilerini yapabiliyoruz. Alzheimer hastalarına danışmanlık gerekiyor. Diğer şeyleri unuttukları gibi yeme ve çiğnemeyi de unatabiliyorlar. En büyük problem burada ortaya çıkıyor. İleri düzeyde çok farklı yöntemlere geçilebiliyor, düzenlemelerini yapıyoruz” diye konuştu.
“TERAPİLERİN SÜRELERİ KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİYOR”
Terapilerin sürelerinin kişiye göre değiştiğini belirten Dr. Çevik, uyguladıkları yöntemlerin de belli süreçleri olduğunu aktardı. Süreci anlatan Dr. Çevik, ilk önce kekemelik şiddetini hesapladıklarını söyledi. Hesaplamalar sonrası sürecin devamını anlatan Dr. Çevik, “Okumada ve konuşmadaki oranların belirlenmesi sonrası bu orunları düşürmeye çalışıyoruz. İlk başta bireysel terapiler yapıyoruz birebir hastayla ama daha sonra bunu günlük yaşantısının içerisine uygulaması gerekiyor. Yabancı bireylerin yanındaki, sosyal ortamdaki kekemelik şiddeti, gerekirse marketten birşeyler alma, bir kafede oturma gibi yaşantının içinde de yer alıyoruz. Belli bir sürede yüzde 2 ve 3’lere düştükten sonra kontrol aşamasına geçiyoruz. 2 haftada bir, ayda bir görme gibi kontrolünü bırakmıyoruz. O yüzden süreç uzun sürüyor” ifadelerini kullandı.