Eurovision Şarkı Yarışması’na geçmişte katılmış 70’ten fazla sanatçı, İsrail’in yarışmadan men edilmesi için Avrupa Yayın Birliği’ne (EBU) ortak bir mektup gönderdi. Aralarında 2009 yılında Türkiye’yi temsil eden Hadise Açıkgöz’ün de bulunduğu sanatçılar, mektupta İsrail’in Gazze’de yürüttüğü askeri operasyonların “soykırım niteliğinde” olduğunu savundu.
İngiltere merkezli “Filistin İçin Sanatçılar Grubu” tarafından kaleme alınan açık mektupta, İsrail’in resmi yayın kuruluşu KAN’ın, Gazze'deki sivil ölümlerle ilişkilendirilmesi nedeniyle EBU üyeliğinden çıkarılması istendi. Mektupta, “Müziğin insanlık suçlarını aklama aracı olarak kullanılmasına karşıyız” ifadeleri yer aldı.
"EUROVİSİON, İSRAİL'İN SUÇLARINI MEŞRULAŞTIRLMAMALI"
Sanatçılar, 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası Eurovision’dan çıkarılmasını örnek göstererek EBU’nun çifte standart uyguladığını savundu. Mektupta şu ifadelere yer verildi:
“Geçen yıl İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik saldırıları sürerken yarışmaya katılmasına izin verilmesi karşısında şok olduk. Sonuçları felaket oldu. EBU, Rusya’yı yarışmadan men ederek yaptırım gücüne sahip olduğunu gösterdi. İsrail için bu standart neden uygulanmıyor?”
İmzacı sanatçılar, Eurovision 2024’ün şimdiye dek düzenlenen en politik ve kaotik yarışmalardan biri haline geldiğini belirtti. EBU’nun, İsrail’e tepkisini dile getiren sanatçılara baskı yaparken, İsrailli delegasyon üyelerine destek verdiği iddia edildi.
RTVE (İspanya Devlet Televizyonu), İsrail’in yarışmaya katılımına açık şekilde karşı çıkarken, Slovenya da İsrail’in Eurovision 2025’ten çıkarılması için resmi talepte bulundu. Bu gelişmeler, EBU üzerindeki baskının arttığını gösteriyor.
"SESSİZLİK BİR SEÇENEK DEĞİL" ÇAĞRISI
Sanatçılar, EBU üyelerine çağrıda bulunarak, Eurovision’un daha fazla itibarsızlaşmaması için harekete geçilmesini istedi. Mektup şu cümleyle sona erdi:
“Sessizlik bir seçenek değildir. Bu nedenle EBU’nun İsrail’in soykırımdaki işbirliğine son vermek için adım atmasını talep ediyoruz. Tüm sanatçılarla dayanışma içindeyiz.”
Sanatçılar, yarışmanın kültürel bir etkinlik olmaktan çıkarılıp politik çıkarlar için araçsallaştırılmasını reddettiklerini vurgularken, müziğin birleştirici gücüne olan inançlarını yineledi.