Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ETKİNLİKLERİNE MAZERETLERİ NEDENİYLE KATILAMAYACAK OLAN ÖĞRETMENLER-1

Her Öğretmenler Günü geldiğinde içim sızlar. Her meslek mensubunun bir günü var. Bu günlerde her meslek mensubu çeşitli etkinlikler yaparlar. Aslında bu günlerde bu meslek mensupları için tatil olmalıdır. Bu günü o meslek mensubu gönlünce kutlayabilmelidir. Örneğin doktorlar, eczacılar, mimar ve mühendisler, adliye mensupları ve diğerleri özel günlerini bir şekilde kutlayabilmelidir.

Ama bu kutlamalarda resmiyet ortadan kalkmalıdır. Araya protokol da girmemelidir. Katı kurallar çerçevesinde hareket edilmemelidir. Her meslek mensubunun özel günü gazetelerde boy boy, radyo ve televizyonlarda ilginç programlarla kamuoyuna sunulmalıdır.

Her Öğretmenler Günü’ndeki çoğunda hazır bulunmuşumdur; Cumhuriyet alanındaki Atatürk Anıtı’na çelenk konulmuş, Ata’nın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunulmuş, İstiklal Marşımız söylenmiştir. Eğer o yerleşim biriminde bir öğretmenevi varsa, meydanlarda, Atatürk’ün anıtının ve büstünün olduğu alanlardaki törenlerin akabinde, genelde protokole mensup zevat, öğretmenler hep birlikte buralara gitmişlerdir. Konuşmalar buralarda yapılmıştır. Başarılı öğretmenlere plaketleri, takdir ve teşekkür belgeleri buralarda sunulmuştur. Ki bu görevi yıllar içinde Tavşanlı’da ben üstlenmişimdir. Bazı yerleşim birimlerinde topluca bir yerde yemek de yenilmiştir. Öğretmenler Günü etkinliklerinde maalesef emekli öğretmenler genelde hep unutulur ve unutulmuştur da. Ama ne gariptir ki, okullar Öğretmenler Günü’nde hep açık olmuştur. Öğretmenler Günü eğer okullarda kutlanmışsa işte o zaman öğrenciler öğretmenleriyle birlikte bu günü taçlandırmışlardır.

Artık özel günlere de bir kutlama şekli belirlenmeli ve geleneği getirilmelidir. Öğretmenler bu günde bağımsız şekilde, gönlünce günlerini kutlamalıdır. Hatta bu gün tüm öğretmenlere maddi bir destek de verilmelidir. Verilecek paranın önemi de yok, önemli olan hatırlanmaktır. Bana göre her gün öğretmenin günüdür. Sadece bunu 24 Kasımla özdeşleştirmek yanlış olur.

Türk öğretmeninin sadece bir tane başöğretmeni vardır. O da Cumhuriyetimizin kurucusu, devrimlerimizin gerçekleşmesinde en büyük payı olan, büyük devlet adamı, büyük asker, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Hiçbir öğretmen kendisini asla bir başöğretmen olarak görmemelidir. Öğretmen; ilim, sanat veya teknik dallarda bildiğini öğretmeyi meslek edinmiş kimsedir. Eskilerin ifadesiyle muallimdir, muallimedir. Bugün bile, kitaplar, mektuplar, radyo veya televizyon aracılığıyla insanlar arasında bilgiler aktarılabiliyorsa da bunların hiçbiri bir öğretmenin yerini asla dolduramaz ve dolduramamıştır. Hiçbiri, öğretmen veya öğretim üyesi olamaz ve olamamıştır.

Öğrenmek; bir husus hakkında bilgi sahibi olmaktır. Bilgi edinmektir. Eğer öğretmen yoksa ortada bir sorun vardır, o da yarım yamalak bilgi edinme durumudur. Peyami Safa bile: “Bir anda pek çok şeyler öğrenmiş olduğumu zannettim” demiştir. Öğrenmek; bir eğitim yoluyla belli bir konu üzerinde bilgi kazanmaktır. Öğrenmek; haber almaktır. Öğrenmek;  bir şeyi yapma hususunda alışkanlık yetenek sahibi olacak duruma gelmektir.

Öğrenmek; anlamak, bilmek, idrak etmek demektir. Öğrenmek; tahkik ederek sorup anlamaktır. Öğretim, belli bir seviyede bilgi vermek, bir kimseyi belli konularda yetiştirmek veya bir mesleğe hazırlamak amacıyla yapılan öğretme işi, tedris, tedrisattır.

Yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretim çalışmaları yürütenlere öğretim elemanı, öğretim üyesi olmadığı halde yükseköğretim kurumlarında ders veren elemanlara Öğretim görevlisi diyoruz. Ama öğretmenlik mesleğinin temel taşı ilkokul öğretmenleridir. İlkokul öğretmenlerinin sıfırdan alıp, okuma-yazma öğrettiği, bir nebze kendisini taçlandırdığı öğrenciler ortaokul, lise ve yüksekokullarla fakültelerde pişerek olgunlaşırlar, ülkesine milletine hayırlı insanlar olurlar. Bugün görev başında olan, görevini sonlandırıp emekliye ayrılan herkesin bir öğretmeni vardır.

Bu vesileyle anti parantez bir konuya tekrar girmek isterim; bilindiği gibi Kütahya’nın en büyük ilçesi (genel nüfusu 100 binin üzerinde) Tavşanlı’nın bir öğretmenevi yoktur. Kanal boyunda eskiden dershaneydi, 15 Temmuz olayları ardından kamulaştırılmıştı, bir dershane öğretmenevi olarak kullanılsın denilerek devletimizce Tavşanlı öğretmenine sunulmuştur. Bu dershanede maalesef bir süredir bir tadilat söz konusudur. Bu binanın dört dörtlük bir öğretmenevi olarak hizmete açılması için geçtiğimiz günlerde Kütahya’yı ziyaret eden Milli Eğitim Bakanımıza da yetkililerce gerekli bilgiler aktarılmış. Bunu Tavşanlı Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanı sevgili Bilal Kıyak’tan öğrendim. Cüzi miktarda bir ödeneğin gelmesi bekleniyormuş. Sevgili Bilal yalan söylemez. Kendisine inanıyorum. Keşke bugüne kadar gelmiş olsaydı da 24 Kasım Öğretmenler Günü bu öğretmenevimizde kutlanabilseydi.

Yazımın başlığını okuyanlar neden bazı öğretmenlerimizin mazeretleri nedeniyle bu Öğretmenler Günü’ne katılamayacaklarını merak etmişlerdir. Meraklarını gidereyim; Çünkü hepsi de aramızdan ayrıldılar. Ebediyete göçtüler ve sadece gönüllerde yaşıyorlar da onun için böyle bir başlık attım. Bu vesileyle bu Öğretmenler Günü’nün tüm öğretmenlerimize hayırlara vesile olmasını, öğretmenlerimizin maddi ve manevi yeni müjdelerle taçlandırılmasını diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER