TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği tarafından “17 Ağustos Deprem Konferansı” düzenlendi. Konferansta bir sunum yapan İnşaat Mühendisi Mehmet Mete Çetinkaya Gediz depreminin tekrarlama periyodunun 60 yıl olduğunu söyleyerek: “Kütahya’da 5-6 yıl içerisinde deprem görülme olasılığı çok yüksek” dedi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği tarafından, 17 Ağustos 1922 Marmara depreminin 23’üncü yıl dönümü nedeniyle konferans düzenlendi. Kütahya Belediyesi Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkez Danışma Kurulu Üyesi Mustafa Özçelik, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilcisi Kadir Fırat Zeybek, AFAD İl Müdürü Ahmet Ali Artun, oda yönetim kurulu üyeleri, inşaat mühendisleri ve mimarlar katıldı. Konferansta ülke genelinin yanı sıra Kütahya’nın depremselliği ve alınabilecek önlemler konuşuldu.

ÖZÇELİK: “MARMARA DEPREMİNDE İNSAN DEĞERİNİN NE KADAR AZ OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Programın açış konuşmasını TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkez Danışma Kurulu Üyesi Mustafa Özçelik yaptı. Marmara depremini yaşayana kadar kamuoyunun depremlerle ilgili çok fazla konuşmadığını söyleyen Özçelik: “Yetkililer bu konu üzerinde çok fazla durmazdı. Hâlbuki bu ülke yıllar önce Erzincan’da 40 bin kişinin öldüğü bir depremi yaşadı. Ama onun üzerinde çok fazla durulmadı. Hani derler ya; ‘Mal canın yongasıdır.’ Marmara Depremi olduğunda insan değerinin ne kadar az olduğunu gördük. Sanayinin yoğun olduğu bir bölgede deprem olunca ülkede birden hareketlenme yaşandı. Olaylara bakışımızın insan odaklı olmadığından bahsediyorum. 40 bin kişinin öldüğü bir yerde deprem oluyor önemsenmiyor ama Marmara Depremi ile birlikte ‘Mal canın yongasıdır’ı haklı çıkartacak ciddi önlemler alınıyor” şeklinde konuştu.

“ARAMA KURTARMA KONUSUNDA İYİYİZ, ÖNLEMLER KONUSUNDA YETERSİZİZ”
Özçelik, deprem bölgelerindeki iyileştirmelerin yapılabilmesinin yapı kültürümüz ve kendi yaşam tarzımızın, yönetim tarzımızın sorumluluk almasıyla ilgili olduğunu söyledi. Önlemler alınmadığı takdirde sürekli korku ve beklenti içinde yaşamanın insanları sıkıntıya soktuğunu aktaran Özçelik: “Biz ana sorunla ilgili yeterli çözüm üretemiyoruz ama sonrasında gerçekten çok başarılıyız. Depremde arama kurtarma konusunda iyiyiz ama önceden can ve mal kayıplarını aza indirmek için önlemler konusunda yetersiziz. İşi biraz kadere ve vatandaşın bireysel başarısına bıraktığımız zaman toplumsal afetlerin çözümü konusunda sıkıntılar yaşıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
ÇETİNKAYA: “YIKIMLARIN TEK NEDENİ BİNALARIN SAĞLAM OLMAMASI”
İnşaat Mühendisi, Arama Kurtarma Eğitimcisi Mehmet Mete Çetinkaya katılımcılara geçmiş depremlere ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. 17 yıldır deprem konusunun içinde olduğunu kaydeden Çetinkaya: “Gediz Depremi kendini 60 yılda bir tekrarlıyor. Bu nedenle önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde yine bir deprem olma olasılığı çok yüksek. Depremin sizin başınıza gelmeyeceğini asla düşünmeyin. Hele ki Kütahya’da yaşıyorsak. Aslında yaşanan can kayıplarımızın sebebi; binalarımızın bir inşaat mühendisi tarafından inşa edilmemesi veya kontrol edilmemesi ya da onların sağlam bir bina yapmaması. Vatandaşların da bina alırken sadece fiyatına ve metrekaresine bakması bu afetlerin sonucunu doğuruyor. Yapılması gereken tek bir konu var. Binamızı sağlam yapacağız, binamızı sağlam yaptığımız takdirde hiçbir zarar görmeden afetleri atlatabiliriz” ifadelerini kullandı.
ZEYBEK: “HERKES KENDİ EVİNİN DEPREMSELLİĞİNİ E-DEVLET’TEN GÖREBİLİYOR”
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilcisi Yüksek İnşaat Mühendisi Kadir Fırat Zeybek açıklamasında; “17 Ağustos 1999 Depremi yaşanan can ve mal kayıplarının büyüklüğü nedeniyle bizim simgemiz oldu. Deprem bir can kaybına sebep olmuyor. Deprem bir binayı yıkıyor, bina can kaybına sebep oluyor” dedi. Türkiye deprem haritalarının tarihine ilişkin bilgi veren Zeybek, 1932 yılında yapılan ilk haritada Kütahya’nın deprem bölgesinde olmadığını 1972 yılında güncellenen haritada ise ikinci derece deprem bölgesi olarak yer aldığını aktardı. Son olarak güncellenen deprem haritasına E-Devlet üzerinden ulaşılabileceğini de sözlerine ekleyen Zeybek, vatandaşların kendi parsellerinin depremselliğini bu harita üzerinden görebildiği bilgisini verdi.
GÖLMEZ: “KÜTAHYA’DA 111 YILDA 766 DEPREM YAŞANDI”
Kütahya İl Temsilci Yardımcısı Emre Gölmez de konuşmacılar arasında yer aldı. Kütahya’daki geçmiş depremlere değinen Gölmez, 1925 yılında Altıntaş mevkiinde 6 büyüklüğünde, 1944 yılında Gediz Şaphane’de 6,2 boyutunda, 1970 yılında Gediz’de birer ay arayla 7.2 ve 5.8 büyüklüğünde deprem gerçekleştiğini en son da 2011 yılında Simav’da 5.9 büyüklüğünde deprem yaşandığını söyledi. 1900-2011 yılları arasında Kütahya’da toplam 766 deprem yaşandığını ve bunların 39’unun şiddetli olduğunu aktaran Gölmez, Kütahya’dan yaşanabilecek deprem boyutlarına ilişkin de bilgi verdi. Yıllara göre deprem olma olasılığının hesaplandığını söyleyerek: “5 büyüklüğünde bir depremin Kütahya’da 6-8 yılda bir tekrarlama periyodu var. 5.5 büyüklüğündeki depremin 20 yıl, 6 nokta büyüklüğündeki depremin ise 60 yıl gibi bir periyodu var. 6 büyüklüğündeki depremle 5 büyüklüğündeki depremin arasındaki farkı anlatacak olursak; 6 büyüklüğündeki deprem 5 büyüklüğündeki depremden 10 kat daha büyük 30 kat daha güçlüdür” dedi.
KÜTAHYA’DA FAY HATLARI NERELERDEN GEÇİYOR?
Gölmez, son olarak Kütahya’dan geçen aktif fay hatlarına değindi. Kütahya’dan 3 aktif fay hattı geçtiğini aktaran Gölmez: “Fay hatlarından biri Millet Bahçesinin olduğu yere paralel bir şekilde Çamlıca’nın üzerine doğru devam ediyor. Çamlıca’dan devam eden hat, Yoncalı’nın arka taraflarında sona eriyor. Bir diğer fay hattımız TOKİ İnköy’ün olduğu mevkiden başlayıp üniversitesinin olduğu yer Kirazpınar lokasyonundan geçerek Enne Barajında sona eriyor. Kütahya merkez 3 fay hattının arasında kalıyor. Göbel kaplıcalarına üstten gelen fay hattı daha sonrasında çatal şeklinde Göbel Termal Tesislerinin olduğu yerde birleşerek tek hat şeklinde 18 kilometre kadar daha devam ediyor. Gediz’in üst ve alt kısmından geçen fay hattı Pazarlar ilçesine ulaşıp Simav’a kadar gidiyor. Simav’a giderken damarlanarak ciddi bir şekilde fazlalaşıyor. Bu faylar Kütahya sınırının sonuna kadar devam ediyor. Kütahya merkezde toplam 52 kilometre uzunluğunda fay hattı var” ifadelerini kullandı.
ARTUN: “1999 DEPREMİ TÜRKİYE İÇİN BİR MİLAT”
AFAD İl Müdürü Ahmet Ali Artun da katılımcılara seslenerek ülkenin deprem gerçeğine ilişkin konuştu. 1999 Marmara Depremi’nin bu ülkede afet yönetimi açısından bir milat olduğuna dikkat çeken Müdür Artun: “Bu tarihten sonra, yaşanan bu acı tecrübelerden sonra gerek öncesindeki hazırlık ve risk azaltmayla ilgili; gerek 0. dakikadan itibaren müdahale çalışmaları ile ilgili; gerekse müdahaleden sonra afetin etkilediği bölgede meydana gelen hasar ve zararın rehabilite edilmesiyle ilgili yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyulmuş ve o dönemde öncelikle arama kurtarma ekipleri sivil savunma bünyesinde yapılandırılmaya başlanmıştır. Ülkemizde ve dünyada afet yönetimi tek bir kurumun sırtına yüklenemeyecek kadar ağır bir yüktür. Toplumun tüm bireyleri sorumluluk sahibi tüm platformlar bu konuda sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Biz afet gerçekleştikten sonra dünyada söz sahibiyiz. Deprem olduktan sonra bir araya gelmeyi becerebilen duygusal bir toplumuz ancak önlenebilir boyutları ile ilgili çalışmaları yerine getirmek dediğimizde bunun tamamını göz ardı eden, sorumlulukları yerine getirmekten uzak bir düşüncede toplumuz. Bizim her şeyden önce zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var. Bu konuyla ilgili üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirecek farkındalıkları oluşturmamız gerekiyor. Öncelikle bireysel afet farkındalığını edinip bunu topluma yaymaya çalışmamız gerekiyor” sözlerine yer verdi.