Kültür ve sanat tanıtır bir kenti dünyaya. Bunun koordinasyonunu ise şehrin il kültür ve turizm müdürlüğü yapar. İzmir’in İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Konak’ta eski bir binada, naif bir renkle, denizi selamlar şekilde kendisini çok güzel gösteriyor. Bu binayı görünce sosyal medya hesabımdan şöyle bir paylaşım yaptım: “Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün, tıpkı T.C. İzmir Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü binası gibi tarihi- veya Kütahya’ya özgü çini motifleriyle estetize edilmiş bir binada olması, ayrıca bu binanın ‘rahat bulunulabilecek’ merkezi bir konumda yer alması; Kütahya’ya misafir olan insanların bakış açılarına da aydınlatıcı bir renk tonu katar düşüncesindeyim.” Paylaşım yaptığım günün akşam vakti, Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürü Zekeriya Ünal’dan teşekkür telefonu geldi. Zekeriya Bey çok ilgili ve kültür çalışmaları alanında dinamizm kattığını ifade edebilirim. Güzel haberi bilmeyenlere aktarayım. Müdürlük, merkezde- ve Kütahya Lisesinin çevresinde bulunan Vahit Paşa Yazma Eser Kütüphanesine taşınma hazırlığı içerisindeymiş. Yeni yılın başlarında taşınmış olacaklar diye bilgi aldım. Alt kat kütüphane, üst kat müdürlük olarak değerlendirilecekmiş. Konum olarak çok iyi bir yerde olacak. Ancak binaya, Kütahya’nın sanatçıları tarafından dokunuşlar gerekiyor. Mehmet Gürsoy, Hamza Üstünkaya ve Bayram Yıldız gibi üstatların çalışmalara dahil olmaları gerektiği düşüncemi aktardım. Bina, Kütahya’ya özgü sanatsal dokunuşlarla, çok farklı bir estetik kazanabilir.
BAŞKAN İÇA’NIN YORUMUNA DÜŞÜNCEM
Kütahya’daki Başmelek Kilisesinin restorasyon çalışmaları hakkındaki köşe yazıma her kesimden olumlu cevaplar geldi. Bu beni çok mutlu etti. Çünkü Kütahya çokkültürlü ve hoşgörülü bir şehir. Bunu dışavurmak için kilise çok önemli bir yer tutuyor. Kütahya’nın eski Belediye Başkanı Mustafa İça (2004- 2014), 2000’li yılların başında kiliseyi restore etmeye çalıştıklarını belirterek, dönemim konjonktüründen dolayı bunu başaramadıklarını ifade etti. Köşe yazıma yazdığı yorum ise Yeni Kütahya gazetesi tarafından manşet haber olarak değerlendirildi. Teşekkürlerimi iletiyorum. İça, sonraki mesajında restorasyon çalışmalarını neden yapamadıklarını aktararak, kilisenin bir gençlik merkezi olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Gençlik merkezinin pek katkı sağlamayacağını şu cevapla ilettim: “Açıklama için teşekkür ederim Sn. Başkan. Tabii ilk etapta kültürel bağlamda değerlendiriyorum. Anadolu toprakları çok zengindir, dünyaya renk katan mozaiktir. Kilisenin bir hoşgörü temsiliyetini dışavurduğunu belirtmiştim. Ancak ekonomik perspektifte ele alındığında, (altını çizerek) kilisenin ruhani boyutunu koruyarak, uluslararası alanda değerlendirmek üzere bir sanat galerisi şeklinde kapılarını açması (tıpkı Ayvalık Ayazması gibi); makro ölçekte ülkeye, mikro ölçekte ise Kütahya ve kilisenin bulunduğu mahalleye katkı sağlayacaktır. Ayrıca Batı dünyasından gelen konuklara destinasyonlar çoğalacaktır. Bildiğiniz gibi geçen hafta Danimarka heyeti Kütahya’yı ziyaret etti. Örneğin bunlar gibi öncelik gösterilmesi gereken heyetleri kiliseyi gezdirip, ardından Aizanoi turu yaptırmak, algılarında pozitif bir imaj bırakır. Pozitif bir algı ise ülke dışından gelecek yatırımlar için ekstra motivasyondur. Son zamanlarda üst bürokratik çevre tarafından sıklıkla kullanılan Türkiye’ye yatırımlar kazandırma söylemlerini güçlendirir fikrindeyim. Bu arada gençlik merkezi, ekonomik kapsamda pek verimli olmaz. Bahsettiğim düşüncenin uygulanması ise birçok açıdan kazanç sağlatır. Hepimiz isteriz ki ülke ve insanlarımız kazansın.” Bu arada kilise hakkında eski Müze Müdürü Metin Türktüzün’ün düşüncelerini merak ediyorum.
SAĞLIK TANRIÇASI KSBÜ’YE YAKIŞIR
Yakın zamanda Aizanoi’de bulunan sağlık tanrıçası Hygieia heykelinin, KSBÜ Rektörlüğünün taşınacağı merkezdeki binaya çok yakışacağını düşünüyorum. Bu heykelin, Kütahya’nın sağlık açısından ne kadar zengin bir şehir olduğunu tekrar göstermiş oldu.
