Şu aralar gemimiz su almazsa iyidir. Herkesin aynı gemide olduğunu düşünelim. Bu gemi mutlaka, ama mutlaka yüzmelidir. Ufacaık bir çatlağa dahi tahammüşü yoktur.
“Geminin yüzmesi için su lâzımdır amma, su geminin içine girerse onu batırır…” diyor Mevlana Hazretleri. Aslında bu söz; para-mal-mülk-şan-şöhret-unvan-makam da insanlar için gereklidir amma bunları kalbimize doldurursak ahiret gemisini batırırız demek istiyor.
Biz bu özlü ve çok önemli sözleri her konuda değerlendirebiliriz.
Meselâ:
– Çok yemek yemenin, obur olmanın kalbi öldüreceğini,
– Çok uyumanın ruhu öldüreceğini,
– Çok konuşmanın zihni yorup öldüreceğini söyleyebiliriz ki, bu tanımlar bize değil arif zatlara aittir.
Bunlar gibi; fazla tamah, hırs, dünyevî ihtiraslar da ruhu öldüren şeylerdir. Bakın çevrenize, bakın televizyonlara, bakın gazetelere bu ruhu tamamen ölmüş insanlardan çok göreceksiniz. Aslında makamından ya da bulunduğu konumdan dolayı saygı duyduğunuz insanların ruhlarının-kalplerinin ölü olduğunu ilk bakışta fark edemeyebilirsiniz. Daha yakından tanıdığınızda o ölü ruhları hemen fark edeceksiniz. O yüzden derler ki; “Uzaktan çok parlak gördüğünüz yıldızların, yakınlaştıklarında ne kadar sönük olduklarını görürsünüz.”
Bize uzaktan çok parlayan yıldızlara aman dikkat edelim. Empati yapalım, bize anlatılanlara inanmayıp gerçekleri öğrenmeye çalışalım. Ve hem vücut gemimizi koruyup kendimizi kurtaralım, hem de içinde olduğumuz ülke gemisini suda yüzdürecek insanlara teslim edelim.
Aksi halde ihtirasla, hırsla, kinle dolu yüreklerin hem kendi vücut gemilerini, hem ülke gemisini her an batırabileceklerini sakın unutmayalım.
YORUMLAR